Kendim bir teknokentte çalıştığımdan dolayı (Hacettepe Teknokent) teknokent problemleri ve genel olarak Türkiye'deki teknoloji konusundaki yanlışlar hakkında çokça düşünüyorum. Hemen her konuda güzel ülkemde yanlışlar gördüğüm için bugün ntvmsnbc.com'da çıkan Eskişehir Yazılım Üssü projesinin iflas etmesi ile ilgili haber beni çok da şaşırtmadı.

Bir Örnek Olarak Eskişehir Yazılım Üssü

Eskişehir Yazılım Üssü ile ilgili haberleri bundan birkaç sene önce ilk açıldığı tarihten beri takip ediyorum. İlk sene genç girişimcileri de çekmek amacıyla Genç Patronlar (şu an çalışmayan web siteleri gencpatronlar.org.tr idi) isimli bir yarışma düzenlemişlerdi. Bu yarışma ile dereceye girenlere kendi şirketlerini kurmak konusunda çeşitli yardımlar, ofis alanı ve diğer altyapı olanakları sağlamaya söz verilmişti. Ben de yarışmaya katılmayı düşünmüş, sonra biraz da tembellikten vazgeçmiştim. Birkaç yıl ileriye sarın ve kurulmaya çalışılan yazılım üssü yaklaşık 1 Milyon TL harcandıktan sonra kapatılıyor. Türkiye'de birçok kuluçka merkezinin, teknokent yatırımlarının yapıldığını biliyorum. Kendi memleketim olan Mersin'e bile bir teknokent kuruldu. Peki bu yatırımların karşılığı alınıyor mu, daha iyi verim alabilmek için neler yapılabilir? Şahsi kanaatim iyi bir teknolojik gelişmenin olabilmesi için gereken o kadar çok temel faktör eksik ki binalara, donanım ve yazılıma para saçarak ancak çok küçük bir gelişme gösterilebilir. Nitekim teknoloji konusunda katma değer üreten, insanlara fayda sağlayan çok az şirketin olması benim bu düşüncemin en büyük kanıtlarından [1].

Gerçekten Yapılması Gerekenler

Teknoloji ile ilgili o kadar çok şey yanlış yapılıyor ki Türkiye'de, devlet o kadar çok engel koyuyor ki insanın önüne, böyle yapay binalar ve altyapı yatırımlarının bir getirisinin olmamasına çok da şaşmamak gerekiyor. Asıl yapılması gereken şeyler ıskalanırken yeteneksiz yöneticiler sayesinde milyonlar boş yere harcanıyor. Bana göre yeni binalardan ve para saçılan gereksiz projelerden önce şunlar yapılmalı:

  1. Devletin şu an var olan durumundan çok daha iyi bir insan kaynakları politikasına ihtiyacı var. Eğer 21. yüzyılı da ıskalamak istemiyorsa bu ülke, en iyi insanları (en iyiden kasıt: dürüst, zeki, çalışkan) kendisinde çalışmak için çekebilmeli. Arkadaşlarımdan çoğu devlet ile ilgili bir yerde çalışmak istemiyorlar ve çalışanlar da hiç memnun değiller. Nedenleri çok basit, kendilerini geliştirecekleri bir ortam yok, üstleri ve iş arkadaşları kendi bilgi seviyelerinde değiller, fikirleri önemsenmiyor. Maaş ve çalışma ortamı iç açıcı değil. Eğer geleceğin teknolojilerini seçecek, ülkenin kalkınmasında başrol oynayacak insanların seçilmesi gerekiyorsa ve çalışanlar bunların gerçekleşmesini sağlayacak en önemli kaynaklarsa durumun önemine göre bir ortam sağlanmalı. En önemlisi bu çalışanların iş ortamını düzeltmeye yönelik fikirleri bürokrasinin kıskaçları arasında ezilmemeli, en iyi şekilde uygulanmalı.

  2. Her konuda bir geri besleme düzeneği kurulmalı. İnsanlar rahatça bir kurumdan şikayet edebilmeliler, bu konuda geri dönüş alabilmeliler. Kendi mahallelerine giden halk otobüsü çok seyrek mi geçiyor? İş çıkışı doğalgaz faturalarını ödeyemiyorlar mı? Şirket kurmak için saçma sapan belgeler (ikametgah ilmuhaberi!?) mi isteniyor? Bu gibi konularda yapıcı çözümler getirilmeli ve insanların bu konulardaki eziyeti azaltılmalı.

  3. Üniversiteler özerkleştirilmeli. İstedikleri ve ihtiyaçları olduğu şekilde insan kaynağı alabilmeliler. Tabii düzenleme ve denetleme kurumları da yetkilerin kötüye kullanıldığı durumlara tarafsız bir şekilde müdahale etmeli.

  4. Siyasetten bağımsız bir teknoloji politikası oluşturulmalı. Ülkenin bilim ve teknoloji kurumlarının başına saygıdeğer, bilim ve teknoloji konusuna hakimiyetini kanıtlamış bilim adamları getirilmeli ve kadrolaşma önlenmeli. Yeşil enerji (fotovoltaik paneller, rüzgar enerjisi vs.), bilişim (yüksek başarımlı hesaplama, simülasyonlar, oyun tasarımı) gibi katma değeri yüksek konularda devlet diğer ülkelerde olduğu gibi vergi desteği gibi destekler sağlamalı, bunların temeli olan iletişim ucuzlatılmalı. Verginin de vergisinin alındığı ÖTV gibi saçmalıklar bu hizmetlere uygulanmamalı.

  5. Bilişim sektörünün ve diğer sektörlerin önündeki engeller kaldırılmalı. Türk Telekom rekabet sağlandıktan, başka şirketler kendi altyapılarını kurmaya başladıktan sonra özelleştirilmeliydi. Bu yapılmadı madem rekabetin artık doğru düzgün yapılabilmesi için devlet denetleme ve düzenleme kurumlarını işletmeli. Yerlerde sürünen bant genişliği, Türk Telekomun insanı çıldırtan internet hizmeti ile teknoloji üretilmesi beklenemez.

  6. Yargının bilgi çağına ayak uydurulması sağlanmalı. YouTube sansürü gibi aptallıklar ve saçmalıklar artık bırakılmalı. YouTube'da binlerce bilimsel video var. Sadece Google'ın kendi kampüsüne gelen konuşmacıların videolarını sunduğu sayfalar bile YouTube'un her zaman açık kalması için yeterli bir sebep. Savcılar, yargıçlar teknoloji konusunda eğitilmeli, yaşlı başlı adamların teknolojiyi anlamamaları ayıp değil ama onların bu türden kararlar almaları tüm ülkenin ayıbıdır. Bu kararların önlenmesi için tüm yasal düzenlemeler yapılmalı, bu da yetmiyorsa özel bilişim mahkemeleri kurulmalı, bilirkişilik işletilmeli ve saçma kararların alınması önlenmelidir [2].

  7. Ülkece okumamız gerekiyor. Bu hem teknoloji konusunda kendimizi geliştirmemiz hem de yönetimsel açıdan daha iyiye ulaşmamız için gerekli. Kitap ve gazetelerden alınan vergiler düşürülmeli, çeşitli destekler sağlanmalı. Amazon Kindle gibi bilgi konusunda insanlara çok fayda sağlayacak aletler konusunda devletin destek olması gerekiyor [3].

  8. İnsan kaynaklarını öneminden dolayı ilk madde olarak vermiştim ama vurgulamak için bir daha değinmem gerekiyor. Her pozisyon için önemli ama özellikle kilit pozisyonlara yetenekli, mümkünse yurt dışı deneyimi olan, alanında bilgili insanları takip eden [4], başka bir dil bilmiyorlarsa en azından İngilizceleri harika insanlar getirilmeli.

  9. Çalışmalarda bir birliktelik olmalı. Devlet bir yandan Pardus geliştirilmesine para harcarken diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığı gidip Microsoft'a kötü yazılımları için para saçmamalı.

Süphesiz unuttuğum noktalar olmuştur ama bence bunların bir kısmının yapılması bile ülke ekonomisine büyük bir geri dönüş getirecektir. Ve aslına bakarsanız hepsi olması gereken, yapılması çok zor olmayan işler.

Sonuç

ABD gibi bir ülkede bile -yani bizdeki gibi saçma sapan bürokrasinin olmadığı yerlerde bile- Silikon Vadisinin bir ikincisi yok. Eğer yüksek teknoloji bekliyorsanız birçok avantajın biraraya gelmesi gerekiyor. İnanın bence binalar ve bilgisayarlar yüksek teknoloji üretebilmek için gerekli en son kaynaklar. Devlet kendi koyduğu engelleri kaldırsa özel sektör zaten bina ve malzeme gibi "kolay" sorunları aşacaktır. Tek sorun devletin ta kendisi.



Dipnotlar:

[1] Milsoft, Aselsan, Havelsan, Meteksan gibi askeri teknoloji üreten veya devlete proje yapan şirketleri yenilikçi olmadıkları, faydalı teknolojiler üretmedikleri için dikkate almıyorum. Bu şirketler ahbab çavuş ilişkisi içinde, rekabetin olmadığı bir ortamda projeler üretip olmayan sorunlara yanlış çözümler buluyorlar bana göre.

[2] Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın beyanları sokakta domates satan insanlardan farksız. Eğer bir sorun varsa bu kendi haline bırakılmamalı ve gelişmiş memleketlerde olduğu gibi hızlıca çözülmeli. Bakanlar da kendilerinin yetkili ve sorumlu olduklarını unutmamalılar.

[3] Amazon Kindle, aralarında Liberya, Swaziland, Malavi, Kenya gibi Afrika ülkelerinin de bulunduğu 100 tane ülkeye satışa başlanıyor. Ama bu 100 ülkenin arasında Türkiye yok! Rantçı politikacılar, kitaptan bihaber yöneticiler sevinsin!

[4] Bilgili insanlara örnekler: Tim O'Reilly, Paul Graham, Thomas Friedman ve daha birçokları.