Dün yapılan 2014 yerel seçimlerinde Oy ve Ötesi gönüllüsü olarak sandık müşahitliği yaptım. Aynı zamanda okulda bulunan 18 sandık için 18 ayrı gönüllü bulduk ve koordine ettik. Seçim sonuçları her ne kadar bir çok arkadaşım için biraz hayal kırıklığı olsa da ben kısa sürede iyimserliğe geri döndüm.

Milletimize tüm haklar istenmeden, önceden verildi. O yüzden değerini bilemedik. Şimdi ihtiyacımız oldukça anlıyoruz ve haklarımızı kullanmaya zorluyoruz. Siyasilerin aslında birer memur olduklarını ve hesap verebilir olmaları gerektiğini anlıyoruz. Yargının neden bağımsız olması gerektiğini anlıyoruz. Siyasilerin hesap vermelerini bekliyoruz. Bütün bunlar orta vadede daha yaşanabilir bir ülke olmamızı sağlayacaktır.

Bizim gözetmen olduğumuz okul Eyüp'te AKP kalesi olarak bilinen okullardan biriydi. İki tane sandıkta arkadaşlarımız sandık kuruluna girerek görev aldılar, diğerlerinde müşahit olarak tüm gün (ve gece!) gözetmenlik yaptık. Sandık sonuç tutanaklarını herhangi bir itiraz durumunda gerekli diye aldık. Bu yazı ile gözlemlerimi aktaracağım.

Örgütlü olmak çok önemli

"Örgüt", bizde kötü bir etiketle gelen bir kelime. Üç kişi toplanıp hakkını aradığında "terör örgütü" oluyor hemen. Darbeler ve tek tipleştirici devlet "örgüt"e olumsuz bir anlam yükledi. Bu kelimeyi devlet ve ordudan geri almamız gerekiyor. Arkamızda avukatların, yan sandıkta bize yardımcı olacak, gerektiğinde danışabileceğimiz arkadaşlarımızın olması çok şeyi değiştiriyor.

AKP çok iyi örgütlü bir parti. Her sandıkta müşahitleri var. Benim bulunduğum sandıkta benden başka tek müşahit AKP'nindi. Bunun dışında seçim konusunda çok hazırlıklıydılar, ellerinde kitapçıklarıyla, hazır itiraz/şikayet şablonları ile, parti avukatları ile sandık kurulu üzerinde baskı oluşturdular. Biz bunu dengelemeye çalıştık.

Seçimlerde manipülasyonlara dikkat etmek gerekiyor

Benim gözlemlediğim YSK tarafından görevlendirilen sandık başkanları ve üyeleri iyi niyetli ama bilgisizdiler. Bir tanesi bana kendilerine hiç eğitim verilmediğini anlattı. Sabah 6'dan gece yarısına kadar (partilerin getirdiği sandviçleri yiyerek) çalıştıkları için çok yoruluyorlar ve manipülasyona açık hale gelebiliyorlar. Partiler tarafından atanan sandık kurulu üyelerinin ve müşahitlerin kuralları çok iyi bilmeleri gerekiyor. Temelsiz itirazları net olarak red etmeleri gerekiyor. Örnek olarak şunu vereyim, YSK Genelgesi Madde 43-B, belediye zarfında muhtar pusulası çıkarsa tüm zarf geçersiz sayılır diyor. AKP ilçe görevlisinin talimatıyla tüm AKP'li müşahitler buna şikayet dilekçesi verdiler, bazı sandık kurullarında ise doğrudan sayılmasını sağladılar. Buradan bir sonraki konuya geçiyoruz:

Haklarımızı bilmeliyiz

Bir kere şu net, sade vatandaş olarak bile oy kullanacağımız okula gidip gözlem yapabiliriz (Madde 16). Eğer elinizde bir parti tarafından düzenlenmiş müşahitlik kartı var ise kartta yazan sandık isterse ülkenin diğer ucunda olsun kimse size "sandık etrafında duramazsın" diyemez. Oy ve Ötesi'nden iki arkadaşımızı odadan çıkarmaya çalıştılar. Avukatı bile aramadık, sandık başkanına YSK Genelgesi Madde 16'yı okuttuk ve gözetmenliğimize devam ettik. Haklarımızı bilip kendimizden emin bir şekilde savunduğumuzda pek çok sorun çözülüyor.

Seçimlerde "gizli oy, açık sayım" ilkesi geçerli. 15 senelik dostum oy verdiği Çeliktepe Verimer İlkokuluna girememiş, polis engellemiş. Hiçbir güç sizin oy sayımını izlemenize engel olamaz (Madde 37). Kalabalık çoksa sandık başkanı ip gerer, sıraları kullanır ve kendine alan açar. Ama kalabalık olması durumunda dahi kimse dışarı çıkartılamaz ve sayımı izlemesi engellenemez (sayımı izleyemezseniz nasıl emin olacaksınız ki doğru sayıldığından?). Aksi halde herhangi bir partinin avukatı ile veya baro ile iletişime geçip tutanak tutturmak gerekiyor. YSK sorumlusuna şikayet tutanağı hazırladığınızda eminim o yetkili kanunsuz bir iş için sorumluluk almak istemeyecek ve sizi içeri alacaktır.

Bu daha başlangıç

Kendinizi herhangi bir partiye az da olsa yakın hissediyorsanız o partiye üye olunuz. Partilerin finansal ve insan kaynakları çok büyük. Sevmediğiniz yönlerini ise değiştirmeye çalışın. Lobi yapın. Eğer hiçbir partiye yakın hissetmiyorsanız Oy ve Ötesi gibi sivil toplum kuruluşlarına üye olun, şikayet etmek yerine bir el de siz verin.

Önümüzde iki seçim daha var. "Onlar da zaten son seçimler olur" diyerek sizi korkutmayacağım. Ama bu daha başlangıç mücadeleye devam.