Artık zamanı geldi deyip ben de bir lazer yazıcı satın aldım. Aslında iş yerinde oldukça fazla yazıcı kotam var ve yurt yazıcılarını da istediğim zaman kullanabiliyorum (bir üst katta yazıcı) ama etik açıdan kişisel işlerimi bastırmak pek hoş olmazdı. Eski yazıcımın da mürekkepi bitti ve ben de lazer vagonuna atladım.

Yazıcımın markası Samsung. Kutusunda "Samsung DigitAll, Everyone's invited" diyor. Bu sözler beni baya bir geçmişe götürdü. Sene 1998 veya 1999, ben muhtemelen ortaokul yıllarındayım. O seneler uydudan Eurosport izliyorum. Sırf Martina Hingis için. İtiraf ediyorum ki bana tenisi sevdiren Hingis olmuştur. O bıraktıktan sonra da zaten ben de izlemez oldum. Kournikova'ymış, Şarapova'ymış aynı tadı veremediler. Her neyse, ne diyordum, hah evet bunu samsung'a bağlayacağım. İşte arada reklamlar oluyor, Türkiye'dekilerden farklı olunca tabii insan zevkle de izliyor. İşte Samsung reklamı geldi. Hoş bir kız bilgisayarından mp3 çalıcısına şarkı aktarıyor. Hem bilgisayarda hem de mp3 çalıcıda Samsung markası görünüyor tabii ki. Kız sonra kulaklık kafasında deli gibi müziğin ritmine uyarak dans etmeye başlıyor. Kimse umrunda değilmiş gibi. Sonra reklamın sonu, Samsung tarafından halen kullanılan "Herkes davetli" yazısı geçiyor. Ben mest oluyorum, bilgisayara ve mp3 çalıcıya acaip özeniyorum. Sene 98, mp3 modası daha başlamamışken ben aşık oluyorum.

Şimdiki halime bakıyorum, monitörüm 19 inç Samsung, disklerimden biri Samsung ve lazer yazıcım da bir Samsung (üç etti). Beko'nun Avrupa'daki her eve bir Beko beyaz eşyası satma hedefi aklıma geliyor (), Koreli Samsung firmasına saygım bir kat daha artıyor (bknz. daha önceki Kore ile ilgili yazım).

Samsung Elektronik'in çeşitli ürünlerde dünyadaki pazar payı için bakınız: http://en.wikipedia.org/wiki/Samsung_Electronics sayfanın sağındaki tablo.