Tüketim kültüründen nefret ediyorum, yapmacık şeyleri sevmem ve bu kültür bunu pompalıyor bence. İhtiyacımız olmayan şeyleri -sırf başkaları da alıyor diye- alıp dünyamızı daha da mahvediyoruz. Oluşan toplumsal beklentiler de bizleri sürüklüyor bazen, değer yargılarımız yıpranıyor ve yerine küresel tüketim kültürünün değerleri geçiyor.

Bu aslında madalyonun bir yüzü, diğer tarafta ise üretim tarafı var. Burada "üretim"i insanlarin teker teker amatör ruhla birşeyler ortaya koyması, özgün olması olarak degil; şirket olarak, profesyonelleşmiş firmalar olarak üretim anlamında kullanıyorum. Tüketim kültürü bu tür kar amaçlı üretimi arttırıyor, kar oranlarını yükseltiyor, firmaların büyümelerini sağlıyor. Dolayısıyla bu kültürün yaygınlaşması tüm dünyadaki firmaların ortak olarak istediği birşey, zaten bu yüzden küresel tüketim kültürü deniliyor. Dünyanın her tarafında şirketler tüketimin -her tarafta- artmasını istiyorlar.

Profesyonel üretimin, yani kar amaçlı üretimin sonucu olarak ise gelişme var gibi geliyor bana. Tüketimin artması ile üretim artacak, eğer piyasa bir ölçüde serbestleşmiş ise rekabet artacak, ürünler iyileşecek/ucuzlayacak, işsizlik azalacak, teknolojiye ve ar-ge'ye ayrılan paranın artması ile teknolojik gelişme saglanacak vs. ve sonuç olarak da insanların yaşam standartları genel olarak daha da yükselecek. Geçtiğimiz yüzyıla bakarsak, insanların ortalama ömür beklentileri hep yükselmiş, teknolojik gelişme muazzam bir şekilde hızlanmış, ben bunları bu tartıştığımız şeye bağlıyorum. Tüm gelişmekte iken gelişmiş ülke olma kategorisine yükselen ülkelerde benzer bir süreç izlenmiş görebildiğim kadarıyla. Her ne kadar ihracat ile belirli bir büyüme saglansa da bir süre sonra aynı firmalar iç tüketimi pompalayarak ana ülkede de pazar oluşmasını sağlamak istiyorlar. İhracatın oluşturduğu orta sınıf da bu pazarın oluşmasına yardımcı oluyor. İspanya'da, Japonya'da, Kore'de yanılmıyorsam benzer şeyler yaşandı, bizim bulunduğumuz durumu çoktan geçtiler ve şu anda çok büyük bir iç tüketimleri var.

Daha kısa yazmak istiyordum ama uzun oldu. Özetle, tüketim kültürü tü kaka birşey ama bunu önlemenin bir yolu var mıdır ve olsa bile gerçekten önlemek ister miydim bilmiyorum. Bir anlamda ikilemdeyim. Ekonominin gelişmesini, insanların daha rahat yaşamasını vs. istiyorum ama değer yargılarının degişmesini, her şeyin yapmacıklaşmasını istemiyorum. Bu ikisi de birbirine oldukça bağımlı gibi duruyorlar.