Herhalde hepiniz Apple firmasının ürettiği iPod adlı çoklu ortam çalarını duymuşsunuzdur. Bu aralar Apple iPhone adını verdiği cep telefonu ile de adından çokca söz ettiriyor, ama konumuz iPhone değil. New York Times gazetesi bugün iPod ile oluşan katma değerin bir incelemesini yapmış. Haberi çok büyük zevkle okudum. Gerçekten insanı acaip aydınlatan bir haber. Bunu günlüğümde anlatmadan edemezdim.

iPod bir Amerikan şirketi tarafından tasarlandı ve satılmakta. Ama küreselleşme çağında işler hiç de göründüğü kadar basit değil. Firmalar en iyi ve en ucuz parçalar için dünyanın her tarafındaki şirketlerin kapısını çalıyorlar. Bunun amacı en kaliteli ürünü en ucuza son kullanıcıya sunabilmek. Aksi taktirde rekabette geri kalmak ve pazar payını kaptırmak işten bile değil. Biz habere geri dönelim. Habere göre 300 dolara satılan ürünün içinde yaklaşık 451 tane parça var. Bunlardan en pahalı parça 73 dolara Toshiba tarafından üretilen 30 GB'lık disk. Daha sonra 20 dolara aletin ekranı, 8 dolara çoklu ortam işlemcisi ve 5 dolara da mikro işlemci geliyor. Tahminlere göre Çin'deki montaj kısmı sadece 4 dolar gibi bir ücret tutuyor. Peki bunu bu şekilde ülkeler ayırmak ne kadar doğru, yani mesela 73 doların tamamı (Toshiba'nın bir Japon firması olduğunu düşünürsek) Japonya'ya gidiyor mu? Küreselleşen dünyada bu da zor bir soru, çünkü Toshiba firması da ürünlerini çoğunlukla Filipinler ve Çin'de üretiyor :) Aynı sorun iPod'da kullanılan işlemcilerin üretimini Tayvan ve Çin'de yapan Broadcom ve PortalPlayer gibi Amerikan şirketleri için de geçerli. Araştırmacılara göre iPod'un 300 dolarlık satış bedelinin 163 doları ABD'de kalıyor. Bunun 75 doları lojistik ve dağıtım vs. için, 80 doları Apple firmasına kar olarak ve 8 doları da ABD'li parça üreticilerine gidiyor. Diğer ülkelerden Japonya 26 dolarlık bir pay alıyor, çoğunlukla Toshiba sayesinde.

Gazete bundan sonra ağzındaki baklayı çıkarıyor ve "katma değer" hesabından bahsediyor. Bir ürünün üretimi için gereken masrafı (üretim ve işçilik masraflarını vs.) ürünün satış fiyatından çıkarırsanız elde ettiğiniz değer o ürüne katılan katma değer oluyor. Bir iPod'un gerçek değeri onun parçaları veya parçalarının birleşimi değil, fikir ve tasarımıdır. Bunun içindir ki Apple direk olarak iPod'da kullanılan hiçbir parçayı üretmiyor olmasına rağmen 80 dolarlık aslan payını kapıyor ve kar hanesine yazıyor.

Bu güzel hikayeden Türkiye için de çıkarılacak dersler var. Gelişim basamaklarını hızla çıkmak istiyorsak katma değeri yüksek ürünler üretmeye başlamalıyız. Bu direk sadece tasarıma yönelmek değil aslında, Toshiba firmasının da yüksek bir katma değer ürettiğini kimse inkar edemez. Apple birçok firmadan yüksek teknoloji gerektiren pek çok parçayı alıyor ve buna kendi katma değerini de katarak satıyor. Toshiba gibi firmalar da kendisi tasarımlarını, mühendislik birikimlerini (know-how) kullanarak yüksek teknoloji gerektiren yüksek katma değerli ürünlerini pek çok ürün üreticisine satabiliyor. Bizim de böyle şirketlere ihtiyacımız var.


* Yazıma konu olan haberi http://www.nytimes.com/2007/06/28/business/worldbusiness/28scene.html?th&emc=th sayfasından okuyabilirsiniz.