Geri kalmışlık üzerine söz verdiğim yazımı bir türlü bitiremedim. Sanırım tamamen bırakacağım. Kafamda bir sürü fikir var ama konu o kadar geniş ki bir türlü okunabilecek düzene getiremedim. Sözlü anlatım kesinlikle daha ifade edici bir ortam. Onun yerine bugün Milliyet'te çıkan Metin Münir yazısını anlatmak istedim (bu arada Milliyet magazin gazetesi oldu, sadece bazı yazarlarını takip ediyorum bu yüzden). Yazıdan önemli notlar:

Kural olarak, Türkiye'de kamuda rant alabilecek otoriteye sahip kişiler otoritelerini rant almak için kullanır.
Kamudan kastım, devletten maaş alan herkestir.
Ranttan kastım ise vatandaştan veya bütçeden yasal olmayan, hak edilmemiş para talep etmek ve almaktır.
...
Rüşvet Türkiye'de, Osmanlı'da olduğu gibi, iktidarın bir imtiyazı addedilir.
Yasalar rüşvet alanı koruyor. Milletvekili dokunulmazlığının bir türlü kaldırılamamasının arkasındaki nedenlerden en önemlisi, politikacıları rüşvet iddialarına karşı korumaktır.
Memurların da yargı dokunulmazlığı var. Onlar amirlerinin izni olmadan kovuşturulamazlar, yargıç karşısına çıkartılamazlar. Bu muafiyetin esas amacı, memurları rüşvet suçlamalarına karşı korumaktır. Amir bu muafiyeti kolaylıkla kaldırabilir. Ama, tatbikatta, bu hemen hemen hiç olmaz. Çünkü amir de rüşvet halkasının bir parçasıdır. Bu halka yukarıdan aşağıya birçok insanı kaplar.
Rüşvet kişisel değil, kolektif bir çıkar kapısıdır. Örgütlüdür, yani, mafya gibi.
Elinde rüşvet alma fırsatı olan ama almayan birçok memur, politikacı, yargıç vesaire var. Ama kurumlarının özelliğini belirleyen bunlar değil, rüşvet alanlardır.
Dürüstler rüşvet çarklarının dönmesini önleyemezler. Rüşvet düzeni bunları kenarda kalıp seslerini çıkarmamak şartıyla tolere eder. Sisteme karşı çıkanlar şu veya bu şekilde ezilir, kenara atılır, sürgün olur veya kendiliklerinden ayrılırlar. İçeride kalanlar da, ender haller dışında, en üst makamlara çıkamazlar.
...
Rüşvet bir ahlak sorunudur ve ekonomik sonuçları vardır.
Kamu hizmeti görürken kamu yararı değil kişisel çıkar gözetildiğinde kamu kaynakları israf edilir.
Devlet tarafından sağlana hizmetler güvenlik, eğitim, sağlık, ulaşım, enerji eksik ve kalitesiz olur.

Yazının tamamına yukarıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Metin Münir'in yazısındaki thinktank kuruluşuna gidince ve bağlantıları takip edince MIT'den bir profesöre ulaştım. İsmi Daron Acemoglu, Türk olunca direk ilgimi çekti tabii. Yayınlar kısmında gerçekten ilginç makaleleri bulunuyor. Özgeçmişinden anladığım kadarıyla neredeyse hayatının tamamını ABD'de geçirmiş. Böyle olunca da makalelerinde serbest pazar paralelinde fikirler olması doğal geliyor. İlginç makalelerinden bazıları:

  • Persistence of Power, Elites and Institutions. Bu makale Türkiye'deki elit tabaka ile de uyumlu bence. Makale Temmuz 2007'de yayımlanmış. Zaman bulabilirsem detaylı bir yorum yazacağım.

  • Yine yukarıdaki makaleye benzer konuları işleyen Economic Backwardness in Political Perspective adlı makalesi.

  • Başka bir ilginç makale ise eğitim ile demokrasi ilişkisini inceliyor: From Education to Democracy?. Burada kullanılan veriler Freedom House denilen bir kurumdan alınıyor, bu kurumun tarafsızlığı ise meçhul. ABD tarafından yönlendirildiği iddiaları vardı. Bunun dışında aynı makaleden diğer eğitim konulu makalelere ulaşabilirsiniz.

  • Çok ilginç bir başka makale de insanın bazen kafasını karıştıran soruya değiniyor. Singapur, Hong Kong, ABD, Avustralya, Yeni Zelanda gibi bazı ülkeler eski sömürgelerden olmalarına rağmen nasıl hızlı bir gelişim gösterdiler? Bunları şu anda açlıkla savaşan Afrika sömürgelerinden veya birbirlerini kesen Ortadoğululardan ayıran farklar nelerdir? İlginç yaklaşımlar The Colonial Origins of Comparative Development: An Empirical Investigation adlı makalesinde.

  • Başka bir makale ise gelir seviyesi ve demokrasi ilişkisin ele alıyor. Konu yine demokrasi ile alakalı olunca yukarıdaki eğitim makalesine yazdıklarım aynen geçerli. Bu makalenin başlığı "Income and Democracy".

  • Burada yer vereceğim son makale ekonomi kurumları ile büyüme ilişkisini ele alıyor.Institutions as the Fundamental Cause of Long-Run Growth. İlginç bir makaleye benziyor.

O kadar işim varken bir de böyle konulara dalınca iş açısından iyi olmuyor. Size iyi okumalar :)