Yazı yazmaya bir süre ara veriyorum. Şu aralar çok umutsuzum, bu ülkede bir gelecek göremiyorum. Hem böylece tezime belki daha iyi çalışabilirim.

Önceki birkaç yazımda YouTube ile ilgili birkaç başvuru yaptığımdan bahsetmiştim. Kamuoyunu bu kadar ilgilendiren bu kadar saçma bir sansür kararının nedenlerinin insanlar tarafından bilinmesi gerektiğini düşünüyordum. Hem böylece bir sonraki adım olarak kapatılan sitelerin adlarını öğrenebilir, sonra da sansürün bu kadar geniş bir şekilde uygulanmaması için çalışmalar yapılabilirdi (tüm sitenin değil sadece bir sayfanın sansürlenmesi için davaların açılması gibi). En son olarak vermedikleri bilgi için yeni bir başvuru yaptım, istediğim bilgileri daralttım ama sonuç yine hüsran oldu. Görünüşe göre AB için çıkarılan Bilgi Edinme Hakkı Kanunu da göstermelik onlarca yasalardan biri. Daha ne bekliyordum ki? Sanırım fazla umutluydum, fazla çocuksu.

Bölümden bir arkadaşın bütün bu saçmalıklara karşı yazısı:

cok dert etmeyin ya... muz cumhuriyetinde yasiyoruz nasil olsa.

siteler acilir kapanir, bazen binlerce sayfalik sitenin bir sayfasindaki bir materyal yuzunden... doktorlar ameliyat yaparken dugun videosu formatinda videolar cekerler... belediye baskanlari universite kampuslerinden yol gecirmeye calisir... basbakan cikar, istanbul'a icme suyu getirdigi icin en buyuk cevrecinin kendisi oldugunu iddia eder... cuzdaninizi kaybettiginiz icin karakola gidersiniz, polis size kizar "niye kaybettin","senin nerde kaybettigin belli bile degil" diyerek... almanya'da 2 haftada sonuclanan bir davanin turkiye ayaginin acilmasi 2 haftadan uzun surer... ortada bilimkurgu romanindan farksiz bir iddianame disinda elle tutulur bir noktasi olmayan bir dava icin insanlar aylarca gozaltinda tecritte kalirlar... irticai tehlike diye basbas bagiran bir eski basbakanin tarikat liderlerinden biriyle al gulum ver gulum oldugu ortaya cikar...

neresi dogru ki bu ulkenin? :)


ve benim cevabım:
Bir cevap yazacak oluyorum, elim klavyeye gitmiyor, kafam cumleleri secemiyor.

O kadar sacma sapan isler donuyor ki... Hakka, hukuka da guvenemeyeceklerse insanlar, hayatlarindaki zorluklarda dayanabilecekleri ne kaliyor ki?

Yuzlerce senelik devlet gelenegi
, 150 kusur senelik demokrasi-hukuk mucadelesi, 80 kusur senelik cumhuriyetin kazanimlari bunlar mi?


Umutlu olmak bu ulkede bu kadar mi zor olmaliydi?


Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın.

Tayfun