* Şubat 2009 tarihli Paul Graham makalesinin Tayfun Şen tarafından Türkçe'ye kazandırılmış halidir.


Yeni kurulan şirketlere söylediğim sözlerden bir tanesini Paul Buchheit'ten öğrendim: az miktardaki insanı gerçekten mutlu etmek, bir sürü insanı yarı-mutlu etmekten daha iyidir. Geçenlerde bir gazeteciye startup'lara söyleyebileceğim 10 şey olsaydı onlardan biri bu olurdu dedim. Sonra düşündüm, diğer dokuzu acaba hangileri olurdu?

Bir liste yaptığımda 13 tane madde çıktığını gördüm.


1. İyi kurucular seçin.

Kurucular, bulunduğu mahalle bir ev için neyse, startup için odur. Ev ile ilgili her şeyi değiştirebilirsiniz, bulunduğu mahalle dışında. Bir startup'ta, fikrinizi kolaylıkla değiştirebilirsiniz, ama kurucularınızı değiştirmek zordur. [1] Ve bir startup'ın başarısı hemen hemen her zaman kurucularına bağlıdır.

2. Hızlı çıkış yapın.

İşinizi hızlı bir şekilde çıkartmanızın nedeni piyasaya erken çıkmanın hayati olmasından kaynaklanmıyor. Bunun nedeni işi çıkarana kadar aslında üzerinde çalışamaya başlamamanızdan kaynaklanıyor. İşi çıkarmak size aslında ne üzerinde çalışmış olmanız gerektiğini öğretir. Bunu bilene kadar zamanınızı boşa harcıyorsunuz demektir. Bundan dolayı çıkış yapmanızın temel değeri kullanıcılarla etkileşime geçmenizi sağlamasıdır.

3. Fikrinizin değişmesine izin verin.

Bu, hızlı çıkış yapmak kadar önemlidir. Hızlı çıkış yapın ve sürekli yineleyin. Bir startup'ı sadece harika bir ilk fikri gerçekleştirmek olarak görmek büyük bir hatadır. Bir kompozisyonda olduğu gibi, fikirlerin çoğu uygulama sırasında ortaya çıkar.

4. Kullanıcılarınızı anlayın.

Bir startup tarafından oluşturulan değeri bir kenarının kullanıcı sayınız, diğer kenarının ise onların hayatını ne kadar iyileştirebildiğinizin olduğu bir dikdörtgen olarak hayal edebilirsiniz. [2] Sizin kontrol edebildiğiniz ikinci kenardır. Ve gerçekten de ilkindeki büyüme sizin ikincide ne kadar iyi yaptığınız ile belirlenecektir. Bilimdeki gibi, zor olan cevap vermek değildir, doğru soruları sormaktır. Zor olan, kullanıcıların nelerinin eksik olduğunu görebilmektir. Kullanıcıları ne kadar iyi anlarsanız bunu o kadar iyi yapabilirsiniz. Bu yüzden birçok startup, kurucularının ihtiyacı olan şeyleri geliştirdiler.

5. Az kullanıcıya kendinizi aşık etmek çoğunu kararsız bırakmaktan daha iyidir.

İdeal durumda büyük miktardaki kullanıcıları kendinize aşık etmeniz gerekiyor, ama bunu hemen başaramayabilirsiniz. Başlangıçta, olası kullanıcıların bir kısımının tüm ihtiyaçlarını karşılamak ile tümünün bazı ihtiyaçlarını karşılamak arasında kalabilirsiniz. Bu durumda ilkini seçin. Kullanıcı sayısı açısından genişlemek, tatmin etmek açısından genişlemekten daha kolaydır. Ve bu yolla kendinize yalan söylemeniz zorlaşacaktır. Eğer kusursuz bir ürünün %85'ini bitirdiğinizi düşünüyorsanız, bunun %70 olmadığını nereden biliyorsunuz? Ya %10'sa? Diğer taraftan kullanıcı sayınızı ölçmek çok kolaydır.

6. Şaşırtacak kadar iyi bir müşteri hizmeti sunun.

Müşteriler kendilerine kötü davranılmasına alışkındırlar. Muhatap oldukları birçok firma yarı tekel durumunda oldukları için rezalet bir müşteri hizmetinden sıyrılabilirler. Bu deneyimler yüzünden beklentileriniz/yapabilecekleriz siz farkında olmadan aşağıya inmiştir. Müşteri hizmetlerinizi sadece iyi değil, şaşırtıcı derecede iyi yapın. İnsanları mutlu etmek için bildiğiniz yolun dışına çıkın. Kullanıcılarınız bundan çok memnun olacaklardır, göreceksiniz. Bir startup'ın ilk zamanlarında, bu şekilde devam ettiremeyeceğiniz derecede iyi müşteri hizmetleri sunmak çok faydalıdır, bu şekilde kullanıcılarınızı anlamış olursunuz.

7. Yaptığınızı ölçün.

Bunu Joe Kraus'tan öğrendim. [3] Bir şeyi sadece ölçmek bile onu anlaşılmaz bir biçimde iyileştirmeye yöneltir. Eğer kullanıcı sayınızın artmasını istiyorsanız duvarınıza her gün kullanıcı sayınızı işaretleyeceğiniz büyük bir parça kağıt asın. Sayınız arttıkça sevinecek ve azaldıkça üzüleceksiniz. Bir süre sonra neyin sayıları yukarıya doğru arttırdığını göreceksiniz ve ondan daha fazla yapacaksınız. Bundan çıkarılacak ders: Ne ölçtüğünüze dikkat edin.

8. Az harcayın.

Bunun bir startup için ne kadar önemli olduğunu anlatamam. Startup'ların büyük çoğunluğu insanların istedikleri birşeyleri gerçekleştiremeden batarlar, ve batmalarının en büyük nedeni de paralarının bitmesidir. Yani ucuz yaşamak neredeyse hızlı yinelemek ile değiştirilebilir birşeydir. [4] Ama bundan daha fazlası da var. Ucuz yaşama kültürü şirketlerin, sporun insanlardaki etkisi gibi, genç kalmalarını sağlar.

9. Makarna kazancı sağlayın.

"Makarna kazancı" bir startup'ın kurucularının yaşam masraflarını karşılayacak kadar para kazanabilmesi demektir. Bu hızlı yinelemeli bir iş modeli değildir (ama olabilir de), daha çok yatırım işlemini anlamaktir. Makarna kazancı sınırını geçtiğinizde yatırımcılarla ilişkiniz değişecektir. Aynı zamanda moraliniz çok yükselecektir.

10. Dikkatinizin dağılmamasına dikkat edin.

Startup'ları dikkat dağılması kadar batıran başka birşey yoktur. Bu dikkat dağıtıcıların en kötüleri para ödeyenlerdir: gündüz işleri, danışmanlıklar, kazançlı yan işler. Startup'ın uzun dönemde daha fazla potansiyeli olabilir, ama size para ödeyenler tarafından sürekli dikkatiniz dağılabilir. Çelişki gibi görünse de para toplama işi de bir dikkat dağıtıcıdır, bunu da en aza indirmeye çalışın.

11. Moralinizi yüksek tutun.

Bir startup'ın batmasının direk nedeni paralarının bitmesi olsa da alt katmandaki sorun genellikle odaklanamamaktır. Ya şirket salak insanlar tarafından yönetiliyordur (bu durumda tavsiye ile düzeltilemez) veya insanlar akıllıdır ama moralleri bozulmuştur. Bir startup kurmak büyük bir manevi güç ister. Bunu anlayın ve moralinizin bozulmaması için bilinçli bir emek sarf edin, hani ağır bir kutuyu kaldırırken dizlerinizi kırıp eğildiğiniz zamanki gibi.

12. Pes etmeyin.

Moraliniz bozulsa bile pes etmeyin. Sadece pes etmeyerek bile baya bir yol gidebilirsiniz. Bu her alanda böyle değildir. Bazı insanlar ne kadar devam etseler de iyi matematikçi olamazlar. Ama startup işi böyle değildir. Sadece gayret etmek bile genellikle yeterlidir, fikriniz üzerinde sürekli çalıştığınız sürece.

13. Anlaşmalar yatabilir.

Viaweb'den öğrendiğimiz en yararlı yeteneklerden birisi umutlarımızı çok fazla yüksek tutmamaktı. Herhalde çeşitli şekillerdeki 20 kadar görüşme başarızlıkla sonuçlanmıştı. İlk 10 tanesinden filan sonra anlaşma görüşmelerini arka işlem olarak düşünmeyi ve başarısızlıkla bitene kadar önemsememeyi öğrendik. Görüşmelerin anlaşma ile sonuçlanacağına güvenmek morali kötü etkiliyordu. Sadece görüşmelerin çoğunlukla başarısız olmasından değil, aynı zamanda başarılı olma şansını da azalttığından.


13 tanesini yazdıktan sonra kendime eğer sadece bir tanesini seçebilseydim, hangisini seçerdim diye sordum.

Kullanıcılarınızı anlayın. Anahtar bunda. Bir startup için temel görev değer yaratmaktır, ve değer yaratmanın sizin kontrolünüz altındaki kısmı kullanıcıların yaşamını ne kadar iyileştirebileceğiniz ve bunun en zor kısmı da bunun için ne yapacağınızdır. Ne yapmanız gerektiğini bildikten sonra sadece bunun için gayret sarfetmeniz gerekir, ve iyi hacker'ların çoğu bunu yapabilirler.

Kullanıcılarınızı anlamak bu listedeki maddelerin yarısında var. Hızlı çıkarmanın nedeni budur, kullanıcılarınızı anlamak. Fikrinizi geliştirebilmeniz kullanıcılarla ilgili anlayışınızın yansımasıdır. Kullanıcıları anlamanız sizi onların bazılarını çok mutlu etmenize doğru itecektir. Şaşırtıcı derecede iyi müşteri hizmetinin nedeni bunun kullanıcılarınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olmasıdır. Ve kullanıcılarınızı anlamanız moralinizi arttıracaktır, çünkü etrafınızdaki her şey yıkılırken size aşık sadece on kullanıcı bile devam etmenizi sağlayacaktır.



Notlar

[1] Aslında zaman makinesi olmadan imkansız da diyebiliriz.

[2] Uygulamada daha çok bir tarağa benzetilebilir.

[3] Joe'ya göre bunu ilk Hewlett Packard'ın kurucularından birisi söyledi, ama hangisi olduğunu hatırlamıyor.

[4] Eğer piyasa aynı dursaydı değiştirilebilir olurdu. Ama piyasa hep değiştiği için, iki kat fazla çalışmak iki kat fazla zamanınızın olmasından daha iyidir.