ABD'ye ilk gidisim, ve en uzun suren ucak yolculugumdan notlari fotograflarla aktaracagim. Ilk soyleyecegim sey uzun ucak yolculuklarindan nefret etmem olacak. Yolculuk ABD olunca sacma sapan guvenlik kontrollerinden de gecmek durumunda kaliyorsunuz. Aktarmali ucacaksaniz Avrupa aktarmali ucmak cok mantikli cunku ABD icinde aktarma yaptiginizda ilk sehirde kendi bagajinizi alip diger ucaga tasimaniz gerekiyor. Yani valizleriniz son duraga kadar direk goturulmuyor. Ben de New York JFK'de az zaman kalmasindan dolayi baya kosusturdum.

San Francisco cok guzel bir sehir. Tabi Silikon Vadisinden dolayi teknoloji calisanlari icin de ayri bir oneme sahip. Gelir seviyesi yuksek, kulturel acidan cok cesitli ve duzenli bir sehir.


Cok guzel binalari var. Bircogu cok eski ve cok buyukler. Bu yukaridaki fotograf bana Paris'teki apartmanlari hatirlatti.


Farkli olanla tanismak benim seyahatlerden aldigim en buyuk zevk. Reklamlar bile bazen cok ilgi cekici olabiliyor, insani gulumsetiyor. Virgin America'nin yukaridaki billboard'u sanirim "Power to the People" sloganina gonderme yapiyor.


Binalardaki resimler ise ayri bir hava katmis sehre. Sanat ve yaraticilik her tarafta kendisini gosteriyor gercekten.


Creativity: The SF State of Mind.


Harika seyler magazasi.


11 Eylul halen bir travma, etkileri suruyor (en cok havalimanlarindaki guvenlik anonslarindan -turuncu seviye- ve kontrollerinden anliyorsunuz bunu).


Gokdelenlerle cevrili oldugunuzda bunu anlamaniz baya zorlasiyor. Biraz uzaklasip geldiginiz yere baktiginizda anliyorsunuz ne kadar cok yuksek binalarin oldugunu. Modern binalarin yaninda tarihi doku da korunmus. Viktorya evleri ve arka plandaki gokdelenler kartpostallari en cok susleyen fotograflardan:


Sehre geldigimde ilk dikkatimi ceken noktalardan biri evsiz sayisi oldu. Her kosebasinda, her sokakta evsizlerle karsilasiyorsunuz. Bu da kapitalizmin karanlik yuzu olsa gerek.


Sehirde bir baska dikkatimi ceken nokta uzun ve duzgun sokaklari oldu. Ornegin bir California Street var ki, kiyinin bir kosesinden basliyor ve diger kosesine kadar duz bir sekilde devam ediyor. Sehrin grid yapisi cok yerinde, insani zorlamiyor. 1800'lerin sonlarinda daha yeni kurulmusken nasil olmus da bu duzeni tutturabilmisler insan sasiyor dogrusu (tabi cevap ronesans, sanayi devrimi gibi anahtar kelimelerde).


Cable car kelimesinin Turkce'si yok sanirim. Tramvay gibi ama farkli. Cunku elektrik kullanmiyor direk olarak, onun yerine alttan gecen bir kablo ile arac mekanik olarak cekiliyor. Tarihi ve turistik degerinden dolayi halen isletiliyor ve her daim turistlerle tika basa dolular. Bir diger tarihi arac da "street car" denen bir alet. Bunun da ikide bir kablosu cikiyor ve sofor inip tekrar takmak zorunda kaliyordu :)


Yabanci sehirlerin en sevdigim ozelliklerinden biri sokak calgicilari. Sehrin yasadigini gosteriyorlar, sehre renk katiyorlar. Tabi bir de ilginc goruntuler olusturuyorlar.


Seyahat etmekten ve fotograf cekmekten cok zevk aliyorum ama fotograflari ayiklamak ve secmek de bir dert oluyor. Bugunu boyle kapatiyorum, ileriki gunlerde sehrin en sevdigim kismi Chinatown ve sehirdeki kultur/sanat etkinlikleri hakkinda yazilar yazacagim.