Zeliha o hale gelmişti ki çörekotundan ödağacına kadar her şeyin adı Yusuf'tu onun için. Yusuf'un adını başka adlara gizlemişti, mahremlerine bu sırrı söylemişti. "Mum ateşte yumuşadı" dese, "Sevgili bize alıştı, yüz verdi" demiş olurdu. "Bakın ay doğdu" dese, "Söğüt ağacı yeşerdi" dese, (...) "Başım ağrıyor" dese, "Başımın ağrısı geçti, iyiyim" dese hep ayrı manaları vardı bu sözlerin. Birini övse onu överdi; birinden şikayet etse onun ayrılığını söylemiş olurdu. Yüz binlerce şeyin adını ansa, maksadı da Yusuf'tu onun, dileği de.



Mevlana, Mesnevi, c. IV, beyit: 4032-4044, çev. Veled İzbudak.
Yusuf Peygamberin hikayesi Kuran-ı Kerim'de 12. sure olan Yusuf suresinde anlatılmaktadır.