It's over

Hayatimda onemli degisiklikler var. Askerligi (sonunda!) bitirdim ve Istanbul'a tasiniyorum. Belki de en basindan baslamaliyim.

Yuksek lisansi bitirip yalanciktan doktora yapmaya da gonlum el vermeyince 1 sene once "sira sende artik" dediler. "Askerlik hic sana gore degil" diyen arkadaslari dinlemedim, dinlesem de bir sey farketmeyecekti hani. Emir vermek pek bana gore bir sey degil. Aile ile alakali sanirim. Annem, babam bile benden bir sey istemezler pek, kendileri yaparlar her seyi. Gecen ay dogrudan farkettim bunu. Babaannemi kaybettim gecen ay. Hayatimda ilk kez tabut tasidim omuzlarimda, ilk kez toprak attim uzerine birisinin. Her sey bitmis, koy evinin avlusunda Kuran okunurken dedem bana "usuyor musun, Tayfun" dedi. Gidip iceriden ceketini getirdim dedemin. Temmuz ayiydi, dedem usuyordu, ama her zamanki gibi mutevaziydi. Oyle bir aile bizimkisi.

Amerikali bir arkadasa askerligi anlatiyorum; kendisi soruyor yoksa cok hevesli degilim, ozellikle yasarken anlatmaya. "Hapishaneyi anlatiyorsun sanki" diyor. "Cok ortak noktalari var" diyorum. Oyle yani. Hicbir suc islemeden bir suru ozgurlugun elinden aliniyor, bir gun icinde. Ilk gunden ogretiliyor en onemli kural: "ust her zaman haklidir". Kitaptan, elestirenden, sorgulayandan cok korkuyorlar. Tum kitaplarini onaylatmak zorundasin. Ilk seferde 3 kitap 1 dergi verdim onaylamalari icin. 1 ay sonra onayladilar, NTV Tarih de eksik. Hak hukuk diye bir sey yok tabi. Bir daha onaya hic kitap vermedim, kitap okumaktan ceza alacaksam gurur duyarim diye avundum.

Askerlik bir sey kattiysa bana eger, sanirim kendi cemberim disindaki insanlari tanimaktan yana oldu bu. ODTU etrafinda yasiyordum cogunlukla ve vasatin tahakkumunu yeni farkediyordum. Bir de teknik kitaplardan vazgecip edebiyata sardim, Newsweek Turkiye'nin kapanisina tanik oldum (harika bir dergiydi bu arada) ve Radikal gazetesinin muptelasi oldum. Bu okumalarimdan da cok hikaye cikar ya. 2 hafta once benim Radikal okudugumu goren uzmanlardan biri "komunist" olup olmadigimi sordu :) Kibris agziyla "Elhamdulillah komunistik be abi, bilmezdin?" dedim. Ironiyi farketti mi, emin degilim.

Askerlik koca bir tiyatro bana gore. Bunu ne kadar erken anlarsan o kadar kolay oluyor senin de oyuna katilman. Bir komutan gelecek oldugunda hatirlaniyor her sey. Tuvaletlere sabun konuyor, kahvalti duzgun cikiyor, her gun doldurulmasi gereken defterler birkac ay geriden itibaren dolduruluyor. Saka gibi yani. Denetlemeye gelen de farkinda oyunun ama alan memnun, satan memnun ayriliyor.

Askere gelmeden once askere biraz saygim vardi. Bitirirken ne saygi kaldi ne de zaten iyice azalmis olan milliyetcilik duygularimdan eser. Oyle bir kof milliyetcilikle bombalaniyorsunuz ki tiksinti geliyor. Her tarafta iki yuzluluk.

Bir de net olarak goruyorsunuz askerin sivil hayata etkilerini; ozellikle egitime ve burokrasiye verdigi zararlari. Okulda siraya girmeler (askerdeki adi ictima bunun), and icmeler, ogretmen gelince ayaga kalkmalar, rahat-hazir ollar. Zaten dikkat ettiyseniz beden egitimi dersi spor amacli degil, sanki askere hazirlama amaclidir. Burokrasideki hiyerarsik yapi. Her taraftan imza-onay alma zorunlulugu. Ast-ust iliskisi. Devlet daireleri de askeri yapilanma gibi. O kadar askeri darbe olunca bir etkisi oluyor tabi.

Insan dusunuyor bazen, Ataturk asker kokenli olmasaydi acaba bir seyler farkli olur muydu diye. Gecenlerde New York Times'da General Kemal Ataturk diye gecti bir haberde; ilginc bir fikir cimnastigi. Tabi tesaduf degil Ataturk'un asker kokenli olmasi. O zamanlar en modern egitim bu okullardaydi. Ilk modernlesme cabalari askerde yapildi, Bati'dan uzmanlar getirtildi, Yeni Duzen kuruldu. Ordu modernlesirse tum sorunlar cozulur sanildi, halk hep geri birakildi. Her sey tarihsel gelisime uygundu ama. Daha farkli isleyemezdi hicbir sey.

Velhasil... Yerde surunurken karincalari izledigim, 3 km tam tesisatli kosularda "run Forrest run, run!" diye deli gibi bagirdigim, iki askeri mahkemeye ciktigim, baya bir para cezasi odedigim, havan tatbikatindan 2 gun izin mukafati aldigim, cesitli nedenlerden bir suru savunma yazip 3 gun iznimin kesildigi 1 sene geride kaldi.

Eylul ayindan itibaren Markafoni'de Web Gelistiricisi olarak ise basliyorum. Istanbul'da gorusmek uzere.