Huzun dedigim duygunun dunyaya, maddi cikar ve zevklere fazla baglanmanin bir sonucu oldugunu ima eden birinci gorus, "eger bu gecici dunyaya fazla kafayi takmasaydin, yani gercek, iyi bir Musluman olsaydin zaten bu dunyadan kaynaklanan kayiplarla fazla ilgilenmezdin" diyor bize. Tasavvuf kaynakli ikinci gorus ise kelimenin anlami ve bu kayip ve aci duygusunun hayattaki yeri konusunda daha olumlayici ve anlayisli. Tasavvufi goruse gore huzun Allah'a yeterince yakin olamamaktan, bu dunyada Allah icin yeterince bir sey yapamamaktan ileri gelen bir eksiklik duygusundan kaynaklaniyor. Gercek bir tasavvuf yolcusu mal, mulk, hatta olum gibi dunyevi dertlere kafayi takamayacagina gore, ona aci veren yokluk, kayip ve yetersizlik duygusunun Allah'a yakinlasamamak, ruhsal hayatinda derinlesememek gibi bir yani olmali. Hatta bu nedenlerden, huznun varligi degil, yoklugu bir eksikliktir. Huzunlenmemeyi bir huzun nedeni sayarak, yeterince uzulemedigi icin uzulerek kendi mantiginin sonuna kadar giden bu anlayis, Islam kulturunde huzne kalici bir itibar verdi.

Istanbul: Hatiralar ve Sehir. Orhan Pamuk, 2003.